18 Mart’ta Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi ve ertesi gün onlarca kişiyle beraber gözaltına alınması Türkiye’de faşizme karşı yeni ve etkili bir direniş sürecini başlattı. Hemen herkes bu isyan ve direniş sürecini başlatan şeyin, üniversite gençliğinin kampüslerinden meydanlara barikatları aşarak akması olduğunda hemfikir. Üniversiteliler kendi özgün talepleri ve “Kurtuluş sokakta, sandıkta değil” sloganıyla, daha en baştan eylemlerini Ekrem İmamoğlu’na desteğin ötesine geçirmişti. Taksim dahil bütün yasaklı meydanlara girme arzusu, Gezi Direnişi’yle özdeşlemiş sloganlar ve dövizler, akademik boykot, ardından tüketim boykotu çağrıları ile de gençlik halk isyanında öncü bir rol üstlendi. Bu süreçte pek çok kampüste ve kent meydanında gençliğin kitlesel ve militan eylemlerine şahit olduk. Gözaltı ve tutuklamalar da eylemlerin önünü kesemedi.

Gençliğin bu süreçteki özgün rolüne ve yaklaşan 2025 1 Mayıs’ına dair değerlendirmelerini bu dosyada derliyoruz.

---

• Öğrenci Kolektifleri: “İstanbul Üniversitesi’nde barikatı yıkan ruh 1 Mayıs alanlarına yansıyacak”
• SGDF: “Boykotlardan forumlara, gençlik hareketi kendine akacak bir kanal inşa etmeye çalışıyor”
• Özgürlükçü Gençlik: “Gençliğin iktidar-sermaye ilişkisiyle hesaplaşması, kader ortağı olan işçi sınıfı ile buluşmasını gerektiriyor“
• Devrimci Öğrenci Birliği: “Hareketi yaratan hiçbir sebep ortadan kalkmadı ve geniş öğrenci kitleleri hâlâ öfkeli, kararlı ve gözü sokakta”
• Öğrenci İnisiyatifi: “Kayyumlara karşı kampüslerde yürütülecek her mücadele, iktidara karşı direnişin parçası olmalıdır”
• Öğrenci Dayanışması: “Görevimiz alanları dönüştürmek, mücadeleyi antifaşist çizgiden ayırmamak ve amfilerden sokaklara dökmektir”
• Emek Gençliği: “Öğrencilerin karar mekanizmalarına dahil olduğu yapıların kurulması acil ihtiyaç olarak önümüzde duruyor”
• Gençlik Komiteleri: “Yeni bir dönemin eşiğindeyiz, bu süreçte gelişen zeminleri kalıcılaştırmalıyız”
• Öğrenci Faaliyeti: “Gençlik örgütleriyle kitleler arasında iki yönlü bir etkileşimin yakalanması faşizme karşı örgütlü ve daha etkin bir mücadelenin olanağını mümkün kılacak”

Sendika.Org