Fatsa, doğal dokusu ve özgün yapılı çevresini yaşatma konusunda maalesef Ünye kadar şanslı olamamış. Oysaki Fatsa’nın olağanüstü değerli, doğrudan demokrasi örneği olan bir yerel yönetim geçmişi var. 12 Eylül askeri darbesiyle bu birikim ağır hasar gördüğü gibi, ağırlıkla son yirmi yıldaki kıyıya paralel yüksek katlı kentleşme, nüfus hareketliliği, ulaşım/tarım politikaları ve şimdi de madencilik faaliyetleri nedeniyle kapitalist birikim rejiminin türlü ölçeklerdeki zararlarına maruz kalmış durumda

Bu hafta da 26-27 Kasım 2025 tarihleri arasında, Ünye ve Fatsa’da “kentsel-toplumsal hareketler” başlığı altında “kent hakkı, kapitalist kentleşme, ekosistemin dönüşümü, katılımcılık, temsiliyet, planlama, örgütlenme, nasıl yapmalı…” gibi konuları tartıştığımız etkinliklerden söz etmek istiyorum.
***
26 Kasım’da Ünye Çevre Platformu’nun davetiyle Ünye Anadolu Gençlik Derneği (AGD) ev sahipliğinde gerçekleşen etkinliğin ana meselesi, yukarıda andığım konular bağlamında, Ünye sahili, ormanı, dereleri gibi doğal değerlerinin ve yapılı çevresinin çeşitli inşai faaliyetlerle betonlaşarak dönüşümüydü.
Bir liman yerleşimi olan Ünye çevre yolunun, mali açıdan da hayli zengin ve etnik bir çoğulluk barındıran halklarının ürettiği geleneksel dokuyla kadim ilişkisi olan kıyıyı koparmaması nedeniyle, oldukça korunmuş durumda.
Ünye’nin bugün de canlı, harika bir kıyı olarak sürekli sürekliliği var. Çamlık isimli orman, kıyıdaki doğal güzellikler ve tarihi kent dokusuyla, Türkiye’nin çoğu kıyı yerleşiminde görülmeyen bir kültürel sürekliliğe sahip.
Her ne kadar kendi ölçeği bağlamında merkezdeki AVM, kamu yapıları, yüksek katlı yapılar, çimento fabrikası vb. büyük yapılar ya da turistikleşmiş kültürel mirası nedeniyle dönüşüme uğramış olsa da Ünye Çevre Platformu dahil, geçmişteki çoğu oluşumun ve bireyin mücadelesi ile yerleşimin özgün değerleri kuvvetli bir şekilde yaşıyor.
Ünye Çevre Platformu’nun ifadeleriyle, tüm Karadeniz’in korunan son güzel noktalarından birine sahip olan Ünye’nin Yalı Kumsalı ve Koyundaki, moloz dökümü, yol genişletme ve betonlaştırma projesine karşı, Platformun Instagram hesabındaki 4 Aralık 2025 tarihli paylaşımı, Anayasa ve Kıyı Kanununa uygun olmayan, ÇED raporuna ihtiyaç yoktur denerek çevre etki değerlendirmesini yok sayan, bir süredir duran ve şimdi yeniden gündeme gelen projeye dair bir basın açıklamasıyla ilgili kurumları uyarıyor.
Platform, kumsalda imza kampanyası, müzik dinletisi, kitap okuma, kum turnuvası gibi eylem/etkinliklerle yerin dönüşüm değerine karşı kullanım değerini işaret ediyor ve yaşıyor, yaşatıyor…
***
27 Kasım’da Fatsa’daki buluşma ise, Saadet Partisi Fatsa İlçe Teşkilatı daveti ve Fatsa Doğa ve Çevre Derneği katılımıyla Fatsa Kültür Sarayı’nda gerçekleşti.
Fatsa, doğal dokusu ve özgün yapılı çevresini yaşatma konusunda maalesef Ünye kadar şanslı olamamış. Oysaki Fatsa’nın olağanüstü değerli, doğrudan demokrasi örneği olan bir yerel yönetim geçmişi var. 12 Eylül askeri darbesiyle bu birikim ağır hasar gördüğü gibi, ağırlıkla son yirmi yıldaki kıyıya paralel yüksek katlı kentleşme, nüfus hareketliliği, ulaşım/tarım politikaları ve şimdi de madencilik faaliyetleri nedeniyle kapitalist birikim rejiminin türlü ölçeklerdeki zararlarına maruz kalmış durumda.
***
Her iki etkinlik de Muammer Bilgiç’in kolaylaştırıcılığı ve katkılarıyla tüm bu meseleleri konuşma imkânı bulduğumuz doyurucu bir ortam oldu.
Ünye Çevre Platformu’nun sosyal medya paylaşımında işaret ettiği gibi, Ünye’deki buluşmaya Ünye Çevre Platformu üyeleriyle, gerek platformun üyeleri olan gerekse de farklı siyasi, mesleki, kurumsal vb. aidiyetleri ile Anadolu Gençlik Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği, CHP, DİSK Devrimci Emekli Sen, Eğitim İş Sen, Eğitim Sen, İYİ Parti, Ordu Çevre Derneği, Saadet Partisi, TEMA Derneği, Türk Eğitim Sen, Yardımseverler Derneği, Zafer Partisi, Ziraat Odası üyeleri/temsilcileri katıldı.
Fatsa’daki etkinliğe ise, Fatsa Doğa ve Çevre Derneği üyeleri, akademisyenler, yerel basından Fatsa Duru ve Fatsa Söz gazeteleri, yurttaşlar ve yine harf sırasıyla diğer temsiliyetleri ile Adalet ve Kalkınma Partisi, Anadolu Gençlik Derneği, Anahtar Parti, Atatürkçü Düşünce Derneği, Fikri Sönmez Vakfı, Ihlamur Çiçekleri Kadın Kooperatifi, İyi Parti, Saadet Partisi, Sol Parti, Yeniden Refah Partisi katıldı.
Esasen burada kurumları/oluşumları peş peşe dizen, temsil düzlemindeki bir örgütlenmeden öte, ortak yaşamı kurmayı arzu eden bir yaşamı örgütleme vurgusu da yapmak isterim. 4 Ekim 2025’te “Yaşamı Örgütlemek” üzerine yazmıştım.
Yaşamı örgütlemek, ilişkileri örgütlemek kadar yan yana bir tahayyül oluşturma kültürü de üretmek. Ekonomi-politiğin hakimiyetinde, sistemin kurucu dinamiklerini ters-yüz edebilecek bir etik-politik pratik inşası da aynı zamanda.
Bu çerçevede kentsel-toplumsal hareketleri oluşturan çokluk, homojen olmadığı gibi, kişisel/kurumsal bagajları toplumsal fayda yönünde karşılıklı iletişimle dönüştürmeye açık, yepyeni ilişkilerle kurucu bir iradeye de sahip.
Bu hareketler gerek Lefevbre’in gerekse de Michel de Certeau’nun ele aldığı gündelik yaşam pratiklerini üretme, dönüştürme, direnme ve yeniden kurma gibi stratejilere, taktiklere, jestlere açık. Kentsel yaşamdaki ütopya ve distopya salınımları arasında, bugünün heterotopilerini kurma ortamı.
***
Ünye ve Fatsa’nın bağlı olduğu il olan Ordu’da maden projeleri dışında kruvaziyer liman vb. büyük ölçekli projeler de gündemde ve tüm bunlar yaşam alanlarının köklü bir şekilde dönüşümüne neden olacak projeler.
Dolayısıyla, Ünye ve Fatsa’daki her iki buluşma da, doğa ile ilişkimizi, müşterek bir yaşamı bugünden kurmanın yol ve yöntemlerini, bu bağlamda ortak değerler için birlikte hareket etme kültürü inşa etmeyi yeniden düşünmek ve de eylemek için benim için de değerli bir imkân oldu.
Bu tür buluşmaların yaygınlaşmasının ve sahada ortak eylemliliklere dönüşmesinin, yukarıda söz ettiğim hiçbir canlıyı geride bırakmayan, farklılıkları gören, ekosistemle uyumlu ve birlikte yaşamı örgütlemenin yollarını keşfeden zeminleri tesis edebileceğine inanıyorum…
Kaynak: Evrensel